Cittaslow felsefesi yerel yönetimlerin kentlerinin kendilerine has özelliklerine sahip çıkması ve sürdürülebilir bir gelişmeyi hedeflemesi anlamına geliyor. Türkiye gibi yerinde yönetimin oldukça zayıf olduğu ve kentler hakkındaki birçok kararın halkın veya yerel yönetimlerin iradesi dışında alındığı bir ülkede Cittaslow olan belediyelerin işi biraz daha zor oluyor. Cittaslow ünvanı alan kentlerin doğaya saygı duyan, tarihine, kültürüne, yerel üreticilerine sahip çıkan, kentle ilgili kararlara halkın dahil edildiği bir yönetim anlayışını benimsemesi gerekiyor. Ama Cittaslow bir sihirli değnek değil ve bir kent Cittaslow ünvanını kazanınca bütün sorunları bir anda sona ermiyor hatta daha önce karşılaşmadığı zorluklarla karşılaşıyor. Belediyelerin yetki ve sorumluluk alanlarının dışında olabilen; yerel üretimi geliştirmek, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak, sosyal uyumu desteklemek, kararlara halkın katılımını sağlamak gibi konularda faaliyet göstermesi gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’deki belediyelerimiz faaliyetlerini zor koşullarda sürdürmeye çalışıyor.
Akyaka Cittaslow sürecine tam da bu ilkeler doğrultusunda, aslında böyle bir zorunluluk olmamasına rağmen, sivil toplumun girişimiyle, referandum yaparak başlamıştı. Sivil toplumun girişimleriyle kente tanıtılan Cittaslow’a adaylık kararı referanduma katılan 911 kişinin %95 oranındaki “Evet” oyuyla kabul edilmişti. Günümüzde gelinen noktada Akyaka’nın Cittaslow ilkelerini uygulamada sorunlarla karşılaşıldığını tespit ettik. Bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilmek için bir anket hazırladık. Zaman ayırıp cevaplayabilirseniz seviniriz. Ayrıca Akyaka’nın Cittaslow uygulamaları hakkındaki düşüncelerinizi koordinator@cittaslowturkiye.org adresine gönderebilirsiniz.
Teşekkürler,
Cittaslow Türkiye
Akyaka Anketi:
http://goo.gl/forms/jkAqGufnYP