Skip to main content

bulent-kostem

Join the discussion One Comment

  • Osman BİÇER dedi ki:

    2015 yılından bu yana Muğla ili Köyceğiz ilçesinde yaşamaktayım. Köyceğiz’e yerleşme nedenim doğal ortamda, sessiz sakin bir yaşam sürdürmek iken, taşındığım günden bu yana ilçenin inşaat ve emlak işiyle iştigal eden kişi ve/veya firmalar tarafından açıkça nasıl bir yağmaya tabi tutulduğunun en yakın tanıklarındanım.
    Köyceğiz Belediye Meclisinde bilgisi verilen 2021 yılı Sayıştay Raporunda tespit edilen hususlar, ilçemizin adeta bir şantiyeye dönüştürüldüğünü, belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yaşanmakta olan kaçak yapılaşmaya nasıl göz yumduğunu kanıtlar mahiyettedir.
    Sayıştay Denetimlerinde de tespit edildiği üzere, yüzlerce kaçak yapıya göz yumulmuş, bunlarla ilgili olarak kesilen idari para cezaları tahsil edilmemiş, kaçak binalarla ilgili olarak alınan yıkım kararları ise uygulanmamıştır.
    İsteyen kişi ve/veya firma Köyceğiz’in “İmar Planına” dahi uymaksızın istediği yere, “İmar Oranını” bile dikkate almaksızın istediği ölçekte bina yapabilmektedir.
    Köyceğiz ilçe merkezi ve köylerinde satılacak alan kalmadığından olsa gerek, son dönemde müteahhitlik firmaları Köyceğiz’in gözbebeği konumundaki “Sığla Ormanlarına” da göz dikmiş bulunmaktadır.
    Sığla Ormanları Köyceğiz ilçesinin adeta ciğerleri konumundadır. Anayasa, Yasalar ve Cumhurbaşkanlığı Kararlarıyla koruma altına alınmış olmasına rağmen, “Özel Mülkiyet” kavramın arkasına sığınan kişi ve/veya firmaların yanı sıra, bilinçsiz yöre halkı tarafından da Sığla Ağaçları kesilmekte/katledilmektedir.
    Açıkça “Dünya Mirası” Kapsamında bulunan, 20.02.1984 tarih ve 18318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi” ile 17.05.1994 tarih ve 21937 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme” gibi Uluslararası Sözleşmelerle de “Koruma Altına Alınması” sağlanan “Endemik” ve “Relikt” bir türe ait olan Sığla Ağacı katliamları konusunda kamu kurum ve kuruluşlarının, mülkiyet durumunu göz önüne almaksızın acilen gerekli koruma tedbirlerini alması şarttır.
    Hal böyle iken, “İçerisinde Yüzlerce Sığla Ağacının bulunduğu” ve “Orman Vasfını Koruyan Özel Ormanlık Alanın bir kısmı”, “Orman Tahdit Sınırları Dışına Çıkarılmış” bulunmaktadır.
    Günümüzde, Orman Tahdit Sınırları Dışına Çıkarılan bu parsellerdeki Sığla Ağaçları; mülkiyet sahibi kişi, ya da inşaat firmaları tarafından, “Kesilecek Olan Ağaçların Sığla Ağacı Olduğundan Bahsedilmeksizin”, ağaç kesimi için Orman İşletme Müdürlüğü’ne başvurmaları sonucu, “Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu”ndan herhangi bir izin dahi alınmaksızın, Orman İşletme Personeli tarafından kesilmek üzere işaretlenmiş bulunmaktadır.
    Sonuç olarak, mümkün olan en kısa sürede Köyceğiz Gülpınar Mahallesi 152 Ada, 8-10-12 Parseller ile Ulucami Mahallesi 116 Ada 110 Parselde bulunan “Doğal Sit Alanında Kesin Korunacak Hassas alan Olarak” “Kültür ve Doğa Mirası” kapsamında tespit olunan ve “Öncelikli Koruma Altında Bulunan Sığla Ağaçlarının Kesimine İzin Verilmemesini”,
    Ayrıca, 12 Ada 58 Parsel, 152 Ada 1-2-8-10-12 Parseller de “Ormanlık Alan Dahilinde” olmasına rağmen, halihazırda “Orman Lejandından” çıkartılıp “Arsa Vasfına Alınmış Olduğundan” bahsi geçen alanlarla ilgili olarak da gereken denetimlerin yapılması hususunu, makamınızın bilgilerine, olurlarına ve tensiplerine saygı ile arz ve talep ederim.

Bir Cevap Yazın